01 NİSAN 2005
 
posta  

 


BOYATMANIN DİLİYLE RENKSİZ

bu gece kendim kendime
sen de yazmayı denesene
deyince
hatırlatarak büyüdüğümü
hattatların pruvası su gibi
inci elinde
gece
sükut! Şükran
ne gezer
yıllar
toplumsal
değiş dönüş dar
dal gibi
geniş açılı dövüş karmaşa
yıllar
ve deyiş
ne kadar alık
ne kadar dike yüzer
balıkmışım ben meğer
zaman kayıp
ben kayıp
tanrı kayıp zamanlardı
kan damlar zarif
..........
ne bu şimdi?
ne!..
ana adını
bana ahımı
söylettirmeyen
gitmekle kalmak arası
ayak üstü atıştırılan frambuaz mı
boyatmanın diliyle
renksiz..

ne kadar alık
ne kadar dike yüzer
balıkmışım ben meğer
çüş
burada bir çüş

üç beş kitap okuyup
tartıştığımız
dalga
deniz
dağ
topaç
dike yüzer bir alık
karalarda bir balık
mışım ben meğer
mış mış da mış mış

şimdi bana o yıllar ne kadar
t.uzak bir masal ve
ne kadar tuzuyla uzar yakar
derimi dipsiz..

yaş.anılanlar
yaş.atılanlar

geriye dönüp yeniden bakmak mı!
komik

insan
olduğu yere nasıl dönüp bakabilir ki..
zatense geri ne kadar garip
komiğim harbi
harbi çok komik

komikliğin güldürücü olduğunu sananlar
rengi soluk sarılı sarı yanılgıdalar

komikliği tartışıp
yeni dünyada dünya için yepyeni tanımını yapmalı
çok düşünür olabilir genlerle iyi düşün olabilen yeni..
dünyalılar..

ben o günlerin bariyerine takılıp mı bu günlerin çayda bar muhabbetine
erişemedim
sora sora uzandım soya gibi uzadım gevşeyemedim
ben o günlerin bariyerine takılıp mı bu günlerin çayda bar muhabbetine
erişemedim
kök saldım solo solo hay ebesine.. enleşemedim..

felan da filan..
fanilamı çıkarmam diye flamalara asılınca ben
filelere feşmekan fedai olan flütler bi de bayıyon diye hali
saksafon..

şimdi tuhaf hallerin mezbelesinde
ya nezleyim ya da mezatlık
çılgınlığın oltasında çıldırmak
cıngıl olmadan çok satmak gibi bir tezatlığın
tebessümle yüzümde tezahür eden teşebbüsüdür
sıktım!.. tıpkı teneffüs

...........



şimdilerde
kendim
kendine
acele bir yer diyor ecele kadar

korkarım yine bulamayacak

o bulmaların değildi ki hiç
sanki aramak şarkı yaratmak

korkuyorum
içinde tanrı kırıntıları kırda dolaşmak...

ah! ne çok şey hiç
ona hiç konuşmamak

aramak yok bulmak var
bulmak!..
yüzünü kendi yüzü sanarak yüzen her yüzün
yeryüzüne karışan yüzünden sonraya ancak

hangi seçilmiş gruptandı siz..
düşünmemeyi düşe döşediniz tiz..

ne olacaksa şimdi olmalı
ne olacaksa şimdilerde cüz

unutmanın bahçesinde erik çalan vurulmuyorsa
unutmanın bahçesinde tepe tak lak düşleri bin
dürümleyeN cüz..

tevekkel bir tekaütten tekabüleyse bekle seneye
şilte kadar şilt..
sevmek
sebepsiz
aklı varken yüreksiz bir dünya için bin güzellik olmaya yetmez mi
yetmez miymiş
hiç..

ho la la la la la
ho la la la la la

ho la la la la la
ho la la la la la
 
yazı arşivi     başa dön