ACI
 

 
I
 
Kanım sanki donmuş. Karda yatmışım ya da biri almış atmış derin bir dondurucuya, kıvrılmışım, dar uzun bir sosisim, yassıymışım ağaçları fırtınadan kurumuş bir ada gibi.
 

Yüzülmüş derim, çekilmiş yağım, kas ve sinir suretimle siluetim, kaskatıyım, göğe bakarken durup yüz süreceğim bir avuç içi toprak bile yok. Donup kalmışım öyle…
Bembeyaz kanımın rengi!
 

 

II
 
Kahve yaptım
 
kapkara
 
zehir gibi içemedim içerken zevkle...
 
Acı acı iç geçirdim
 
kalktım süt kattım, tekrar denedim
 
yine olmadı.
 
Boğazımın her hücresinde anlamsız bir öcü isyanı.
 
Midem, Esmeralda'nın ip atlattığı grev meydanı…
 
Sağa sola saçılmış kâğıtlara, kitaplara, dergilere göz atıyorum
 
hepsi ne tuhaf! Vıcık vıcık kelimeler, sözcükler
 
hepsinde bir sinsilik var bu gece anlamadığım!
 
Seviştiğim şiirler bile sayfalara sızıveren gizli birer ajanmış meğer.
 
Ben ajanda sanmışım; şeftali rengi... Sakince soymuş, soyunmuş, okşamışım boş yere bunca yıl boyu.
 
Ne yılım var elimde, ne yolum şimdi uzanacağım… Satır satır harflerle uzayacağım...
 
Tanrı acil bir kurtarıcı göndermeyi ihmal ederse
 
tek umudum,
 
çatırdayan çatıdan bir şarkı gibi sarkıverecek
 
Quosimado!
 

 

III
 
Ah! Quosimado!
 
Sesimi duy, çık ortaya, çek çanların ipini, uç, uçur beni.
 
Yoksa özenle sakladığım son keçi terk edecek bu gece
 
sabaha karşı.
 
Az yolunmamış, dilaltından incecik kökü
 
ha kopacak, ha koptu o korku bilmez ki
 
köprü sanır; köpürterek genleştiren kendini; inleteninde.
 
Tiril tiril bir üşüme var yine terli üstünde,
 
tiril tiril bir üşüme. Bak! Titreşir çim lopunun cam yeşilliği.

 

30 Ocak 2007

 

yazarın diğer yazıları    yazı köşeleri     başa dön