02 ŞUBAT 2004, Pazartesi  
 
posta  

 

KLOŞ ETEKLE BU YAT EDEPSİZ BATAR DA
ONU KARIŞTIRMAN IRAZCANIN RIZASIN CEBRİ YATINAN

- EDEBİYATIN KOÇLAR ARENASINDA... -


Aha! Al bu da sonsuzluğun yanında bir baş kırmızı soğanla soyunda yat sazının yeme su vur yüzüne nağmeleriyle aldırmaz uçan o yatın sazanlısından.

Sevgili Mono Monamo/hangi kıyıda usul seyirdesiniz ya hangi koyu demir için rüzgarsız elde var dürbün seyirdesiniz.

Sizin için bu kere mahsusçuktan sözcüklerimi verevinden keserek en kloşundan etek dikmeyeceğim.

Neden dikmeyeceğim? Dikmeyeceğim çünkü canımın canına sordum; o benim biraz canım oluyor. Bana şey dedi.

Şeyler!.. O şeyler işte..
Kloş etekli yattan hiç hazzetmiyor. Kloş etekle yatı denizde tekin bulmuyor.
Sen bu yata bu kez şayaktan paçalı don dik..
Denize yakışmasa da yakışır!..deniz..

E haksız değiller dedim. Şeyler.. Doğru şeydeler. Kloş etekli yatlar denizde açık rota tutmuyor. Pusulası yok diye değil. Var.. Ama Kloş etekli yatlar pusulaları karadaki kavaklarla kurtlanmış meşeler için iskelede babalanır söğüde köktür söktüler; bir nevi mercek.. açıkta rota tutunca bir de zuladaki puşt pusulalar pusa yatıp güvertelerde ona zurnanın son deliğinden
havalı peşrev çekiyor.

Uzun canın kısacası benimle bu yat uymuyor ırazcanın rızasın cebri yatırdığı yat...uyumuyor uyduruyor üstüne fellik kelinen uyanmıyor ırazcan bu dokunuyor.. ah.vale açık denizde

Pusulayla hedefi tatsız buluyor.

Ani duracak. Dalacaksınız. Bir yüz bir yüz derken bilinmez daha kaç yüz bin dalıp batığa tarih öncesinden battığı andaki ahla asılıp önce bir kucaklayacaksınız kafadan en hakiki mürşidinden şefkatle ısıtıp sonra en babasından şöyle kaptan köşküne afili mi afili bir ruh çakacaksınız. Dipteki uyuşuk kumul atacak etindeki afyonlu enserini çürük tahtanın, ne bahtsız ve ne de taçsız ve taht ne diye ve takunyasız orda o anda asıldığınız o ahla tak, tak şahlanacak dev direk Büyük balıklar küçük balık ziyafetinden doyamamış kalkarken ŞAŞKIN BİR NEVİ her ne tür yosun kaplamışsa gövdesini batığın çözülerek pörsümüş gövdesine oracıkta gömülüp mevta olacak. Öyle bir ruh öyle bir ruh..ki.. Çıkacaksınız onla pat diye suyun yüzüne..  Bakınız ve görünüz diyor o zaman. Yarattığınız anaforla batığın suyu durmuş dinlenmiş o görkemli erdemiyle zapteden sarhoş anforasını...

Ey! gözünün irisine katmandu duran..en irisinden.. ne etsin deniz batığı..dimi.. batığında taşları o mat sarı metali. kemik..

Geçiniz gerdekle rantı, çekeceksiniz o batığı kız gibi kız en gelininden bir tersaneye yayacaksınız sahile anforaları ..

Çekeceksiniz şarabı çekeceksiniz şarabı dipsiz denizde bir imece ki!.. ne.. deniz evlerde cam can şerefe harman şenliği.

Kloş etekli yata pusula lazım mı ha ne dersiniz...

SabrıN demiyle..
yazı arşivi     başa dön