01 Haziran 2006
 
posta  
 

 
Yer Tut Yan Tutma

 
ayağın yerde ise bir gün mutlaka bir dut ağacın
ayağın yanda ise ya düşmanların ya yangınların!

seyret havayı sevgisiz kalma

gözün yerde ayağın havada ise aya doğru bir yol tut,
varıp ayı tutabilirsen söndür gözünü başka şeye yok ihtiyacın

kâğıt denen ormansı nesne akağaçlar yağmurundandır
yangınları yağmur yağmurları yangın çıkarır serin
seril temizle yüzü

hiçbir çivi çakılmamışsa
asılmamışsa bir reklâm panosu
ışığı kısık bir afeti devran
takılmamışsa kaportasını toplar mal beyanında,
aç açını yay ayağını
ayağının tozuna vize bastığın anlar, anlar yaprağı parmağında şimşekler
gök gürültüsü, başını koy git,
tasarladığın pist yatay prizma

eşya gibi şiiri de parlatan tozun durağan gizi
belle üstünde bu bir el hassasiyeti
uçar izle kuşlar tedirgin...

Öyle bir düş öyle bir düş ki ne kapısı ne penceresi
aralansa perdesi düşeriz bizi

yazarın diğer yazıları    yazı köşeleri     başa dön