yitip giden
nasıl da geçip gitmiş yıllar oysa değil mi; yaşamak istediklerinizle
yaşadıklarınız arasında önemli bir uyumsuzluğu vurguluyor bakışlarınızdaki
sorular.
elbette değişen dünya düzeninin değişmeyen düzeni gereği korunmasız kalıyorsunuz
sürekli, yetmiyor elde ettiğiniz birikiminiz, bir işe yaramıyor ya da insan
olarak var olduğunuz yaşamın bataklık alanlarında bulamıyorsunuz
yitirdiklerinizi;
küresel tükenişin kuram ve uygulama alanlarından çıkıp, mutluluğu bulabilmek
için elinizde bulanık bir beyin, kirli bir bilgi, durumdan hoşnut bir azınlık,
var oluşuna hiçbir artı değer katamamış sorgusuz bir çoğunluk ve henüz
kirlenmemiş biraz bilim var.
ilgilendirmiyor mu halen yaşadığınız alan, koşullara uyum sağlamak için
verdiğiniz çaba yeterli geliyor mu, alışkanlık kör mü etti yoksa sizi?
yitip giden nedir ki
sizi taşıyan alan mı yaşadığınız,
ömrünüz mü,
yoksa düşleriniz mi!