ekonomi ve erdem
( 3 )
varsıllık yoksulluk üzerine yeni bir yıl
varsıl : parası, malı çok olan, zengin, yoksul karşıtı.
yoksul : geçinmekte çok sıkıntı çeken (kimse, toplum, ülke), yoksul, fakir,
fukara, zengin, varsıl karşıtı: "Onu ... zavallı,
yoksul çevresinde bırakıp gidebileceğini hiç düşünmüyordu."-
H. E. Adıvar.
mecaz İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz: "Yazılarını
okudum, sözlerini dinledim, bilgice onu biraz yoksul buldum."-
M. Ş. Esendal.
ne kadar zor durumdayız bilemezsiniz, aklınız almaz o kadar zor durumdayız.
artık tanımlayamaz durumdayız sözlüklerde bile ya da kamu düşüncesine ilişkin
anlak bu olmalı ki böyle bir anlam uydurulmuş.
varsıllık bize öğretilen batı masallarındaki beyaz atlı prensler gibi varsıl
olma düşleri … yahut robin hood’un varsıldan alıp yoksula dağıtma erdemi…
genişleteyim mi?.. varlığı satılıp satınalınabilir öğreten iğrençlik!
ne kadar zavallı…
temelde doyum temel gereksinimlerin karşılanması : yemek, içmek, barınmak!
varsıllık.
gelelim var olunana : daha
mutluluk : nasıl elde edilir? varsıllıkla mı?
sevinç : güvenle
neşe : bir an
doyumsuz (tatminsiz) bir kuşak yaratma : tüketim.
arazi araçlarıyla gösterilen kişilik yoksunluğu, arzuların parayla tatmini,
karşılığında verilen her şey…
yeni bir yıl bir yanılsama mı?