Aylık Yazılar  /  1 EKİM 2003, Çarşamba  
 

 

ekonomik özgürlük

bir yığın kaygımız var, en başta gelecek kaygısı! kendimizi ekonomiye kazandırmak için bizde oluşturulmuş bilinçle tasarlıyoruz her şeyi. 

olanağın olmadığı bir ortamdaysak, kestirmeden çoban olup, çöp toplayıp, çoraplara değdirmeden ayakkabı boyayıp, bali çekip ekonomik yaşama göbeğinden gireriz. okuma yazma öğrenme olanağımız varsa bir an önce çırak olarak mesleki eğitimimiz başlar, biraz daha olanak varsa biran önce ekonomik yaşama hazırlanabilecek sıralara yerleşip, okul sıralarında herkes gibi kendi paramızı kazanarak "ekonomik özgürlüğümüze" ulaşacağımız günleri düşleriz. aptallaşmış bir durumda okulu bitirdiğimiz gün (eğer hala çalışmıyorsak, aileden para istemek dokunur artık; zaten çoğunun daha fazla bakabilecek güçleri de yoktur ya...) bir an önce iş bulup paramızla satın alabileceğimiz gereksinimlere hızla ulaşmak isteği vardır.

gerçek ereğimize ulaşmak için, kolları sıvayıp başlarız işe. ilk dönem düşlerimizi süsleyen nesnelere ulaşma hevesiyle işler iyi gider. fakat kazanılan ücret ve düşlerimizdeki nesnelerin ederleri arasında ciddi bir uyumsuzluk vardır. işe ilişkin bilgi birikimi yaparak daha iyi kazanma, "düşlerimize yerleştirilen" yaşamlara ulaşma hevesimiz hiç bitmez. 

yıllar akar, hala kovulmadıysak biraz daha iyi şartlarla başka bir iş buluruz. gelecek kaygılarımızın azaldığı bir dünyayı kurmak için daha çalışkan, daha itaatkar, daha uyumlu davranmayı üzerimizde kurulan tahakkümleri görmezden gelmeyi de beceririz.

biz hala kaygılanırız, umutlarımızın yerine kaygılarımızı koyarak. çünkü umutlarımız, "maddi yaşamın bize sunduğu olanaklarla yaşamımızın kalitesini yükseltebileceğimiz" öğretisinin üzerine kuruludur. bertolt brecht'in oyunlarının ve tiyatro kuramının sahneye uyarlanışına tanık olmak gibi bir kaygıyı, arsa rantından müteahhide ev karşılığı verdiğimiz işin ne zaman sonuçlanacağını ve ne kadar kazıklanacağımızı bekleme kaygısına teslim ederiz. 

ekonomik özgürlük kavramı, özgürlük kavramının önüne set konulur. 

çünkü ekonomik özgürlüğe kavuşmuş, varolan koşullardan mutlu bir azınlığın mutluluğunu sürdürmesi buna bağlıdır.

çünkü, brecht'in insana sunduğu bilgi sarsıcıdır, çünkü, brecht'i insanlığın çoğunluğunun öğrenmesi, köle ticareti dönemini bitirir, çünkü, brecht'i bilmeyen insanları sürüleştirmek kolaydır, çünkü, brecht'i bilen insanlar yaşam kalitesini müteahhitlerin eline teslim etmezler.


ekonomik özgürlük set konulur, 

çünkü yaşanan durumda ekonomik özgürlüğü olan insanın yolculuk etme, yeryüzünün insana sunduğu olanaklardan yararlanma, okyanuslara açılma gibi özgürlükleri bulunur; bunların tamamının her insana ilişkin özgürlükler olduğu unutturulur.

ekonomik özgürlük set konulur, 

çünkü bilinir ki bu set, kirliliği yaşamayanlar tarafından aşılamaz.

yedi yaşında çıkılan yol şansımız varsa, "kötü alışkanlıklarımızdan" uzaksak, bir de doğal kaynakların bulunduğu, stratejik olarak tezgahların kurulduğu az gelişmiş veya gelişmekte olan bir ülkede yaşamıyor, bu nedenle tepemize bir bomba düşmeyecekse sözün gelişi yetmiş yaşında biter ve bizler için ekonomik özgürlük paranın ele geçtiği an başlar, gereksinimlerin düşünüldüğü an son bulur hep.

yazı arşivi     başa dön