şehir çarpması
gözdağı
martılar kolluyor gökyüzünü, kargalar leş arıyor tüm gün, yüzeye yaklaşan
balıkları temizliyorlar, uzanıyor boylu boyunca egemenlik alanları,
kanalizasyonu açıktan taşıyan deniz, iğreti bulaşmış yaratıklarını besliyor,
köprülerden atlama yasakları anons ediliyor görevlilerce, ölümün temiz olması
gereği üzerine demeçler veriliyor, kalabalıkta kim vurduya teslim ediliyor
insanlık, korkuluklar dikiliyor binaların önlerine, evler hücre tipi
düzenleniyor, demir parmaklıkların kaçılamayacak denli sağlam olmasına dikkat
ediliyor, güvenlik önlemleri artırılıyor sürekli, işten eve evden işe nakil
olunuyor sabah akşam, birbirini ezerek girilen sınıflarda saygı konusu işleniyor
çıkışa kadar...
herkes kaçacağım birgün diyor, hesaplarını ona göre yapıyor, yer altından
tüneller kazılıyor, herkesin tüneli birbirine çıkıyor, bu labirentte şaşırılıyor
yollar, herkes birbirine çarpıyor ve çarpılan suçlanıyor, kendi alanında
dolanıyor olmasından ötürü.
çevresi ne kadar sağlamlansa da temelinden çöküyor evler
tıkır tıkır ürüyor saat,
birer birer ölüyor yaşam
ararken güzeli
insanın dışında değil içinde işliyor sevimsiz, çirkin, kirli soğuk...
|