Aylık Yazılar  /  01 Nisan  2006  
 


bıçak
 

biçim değiştiriyor her tuttuşta eğilip bükülüyor yaşam, dalgalanıyor anakaralar, koyu, karşı, durulmaz okyanusda. dövüşüyor kocaman yaratıklar, bunu gören balıklar anlamayıp unutuyor sıkça, unuttukça kaçamıyorlar kirden, gidip gidip yitiyorlar sürüler halinde aynı bölgede.

batıkta bir bıçak parlıyor kirin içinde

basın açıklamalarında yalanlar yayınlanıyor geleceğin güzelliğine ilişkin, gerçek sayfalara geçirilerek dağıtılıyor, kocaman yaratıklar kandırıyor zararsız balıkları, mevsimlik avlanma yasakları konuyor, sonra deliniyor yasaklar koyanlarca üreme dönemlerinde, sıklıkla yineleniyor barış, sıklıkla yasak konuyor savaşa, savaşseverlerce.

batıkta bir bıçak parlıyor öfkeden

soruyor kendine, herkesin varlığı hücrelerden oluşmamış mıdır? ayırdına varmadığımız, suçun başladığı yer neresidir, düşünceyle eylem arasındaki çizgi mi yoksa eyleme gerekçe türeten bir gücün yargıyı değiştirebilir niteliği mi?

batıkta bir bıçak girmiş bir gövdeye, kişilik demiş varoluşla ilgili bir sorundur, acıtır.

kımıldadıkça batıyor içime içime
kımıldadıkça kesiyor içimi içimi.
 
 

yazarın diğer yazıları    yazı köşeleri    başa dön