Aylık Yazılar  /  01 Kasım  2005  
 

 


 

abesle iştigal

uçamayan kuşlar bölgesi

henüz yaşlanmamış bir ağacın dibinde uyumak düşüncesinde günyüzünü ilk kez gören duman, salınırken oradan oraya. artık yetti / artık yetti / bak sonunda bitti diye uluyan ünlü şarkıcıların peşinden gitti herkes. ivedi bir duygu gerek, sirenlerin ardında bir peri günün sıkıntısını atamamış henüz,

ben buradayım, ben yeşil bir bardağın içindeki poşet, ben depremde sıkışmış soluksuz bir tin, ben senin önünden toplayan sakar sandalyeleri, sen bira köpüğü duran dudağımda, sen cennetin kapıları ardına kadar açık; tüm peygamberleri saysam baştan, kaç tanrı bulurum seni bana emanet edecek ve ben senin ceketinde nasıl dururum hiç düşündün mü, karabasanlarının içine aldın mı beni de?

artık git ki ellerimi yıkayabileyim, sana dokunmuş olmanın hünerini düşüreyim ve aynaya bakıp bakıp utanmış bir adamı arındırayım gece uykularından.

şimdi karanlıkta deviniyor sanrı, gelip ısırıyor bahçemdeki eğreti otlarını, geviş getirirken sertleşiyor! bazen diyorum ki satmalı üç kuruşa tüm alışkanlıkları o zaman dönüp bana baktığındaki ateşle yakmalı uçamayan kuşları.

yine de sakin olmak gerek!


 

 

yazarın diğer yazıları    yazı köşeleri    başa dön