Aylık Yazılar  /  01 Temmuz  2005  
 

 


 

akarsuda kaç taş kalmıştır yerini değiştirmeden -2

 

gittin, radyoda çalan çiganla dans etmiş ömrüm ve kapı ardında beni bekleyen kabusla kaldım, öylece sığındım fındık kabuğuma.

kırlangıçlar batacak gün batımını kutlarken şen çığlıkları parlıyordu kanatlarında, trenler uçuşuyordu şehrin ortasında, yükleyip götürüyordu düşleri, ben vagonların ağırlığını düşünürken bir doluyor bir boşalıyordu yaşam. ilk kalkan en önce görüyordu sonsuzluğu, kafasını gömüp bir ezgiye.

şimdi kürek çekip rotasız öylece kalıvermek zamanı
şimdi yokoluşu yaratanla hesaplaşma zamanı

şimdi toplayıp şarkılarını, çıkıp gitmek zamanı
şimdi ortasından dere akan şehre göç zamanı

terk edilen bir şehir uğurlarken göçmenini, eksilmişliğini yeniden tasarlar her defasında ve her yiteni açan bir çiçekle tamamlar
 

 

yazarın diğer yazıları    yazı köşeleri    başa dön