3 ŞUBAT 2003, Pazartesi  
 
posta  

 

karabasan


uzun zamandır düş görmüyordum. yaşam kaygısı içinde görmediğim binlerce şey gibi selam vermeden farkında bile olmadan geçip gidiyorum yanından her şeyin. üzerime üzerime geliyor göktaşları, neden biri olsun çarpmadı şimdiye kadar diye düşündüm, jale'nin artık o eski jale olmadığını fark ettiğimden beri. uyumuyorum da kendime biraz daha zaman kalsın istiyorum ama uyumamanın da çözüm olmadığını gördüm gün boyu uyurgezer dolanırken ortalarda. 

Bir yığın şey geçti aklımdan yapmak istediğim, en azından yapabileceğime inandığım şeyler, hiçbirini yapmadım hep bir gerekçesi oldu. şimdilerde yalnızca düş görmek istiyorum. uyumaya mutlaka zamanım olduğundan belki de isteklerimi bu denli kısıtladım. 

bir kere becerdim de; çok önceleri, bir düş görmüştüm. düşün içinde çok güzel duruyordu jale, birkaç kişi kan kokulu denize giriyordu, jale ile ben onların denize girmesini istemiyorduk, çığlık çığlığa bağırıyorduk, "denize giren bir daha çıkamıyor" diye ama onlar neşe içinde denize girdiler, ben susamışım uyandım. uyurken hep o kan kokulu denizi düşünerek uykuya dalıyorum, öfkelenmekten başka pek yararı olmuyor...

tam anlamıyla bir düş görmedim belki de benim yaratarak bilincime kazıdığım bir kurguydu bu. 

girenin bir daha çıkamadığı bir denizde gibiyiz, aç kalmış köpekbalıklarının bile çok masum kaldığı, insanın insanı yok ettiği, kendi nesli ve tüm varlıklar üzerinde denediği bir tüketim öyküsü. bir grubun tüketim sarhoşluğunu sürdürebilmesi için, yeryüzü kaynaklarını kendi sınırlarına aktararak kendi sınırları içindeki "tüketim eşitliğini" sağlamanın başka bir deyişle bölüşüm ayaklanmasını önlemenin öyküsü. 

paylaşımın temeline adaleti koyarak değil, adaletten gerekçeler üreterek, uluslararası değerin aracı yaparak sınıriçi paylaşımdaki adaletsizliğin üzerini örtmek için bir devim. köpeğin pisliğini örtmesi gibi bir güdü.

insan hakları denilen içi boşaltılan terimin üreticilerinin savunduğu şey "kendi topraklarındaki" insanın varsıllık ve varsıllığını koruma hakkı olsa gerek; geriye kalan herşey mubah. 

artık düş bile görmek istemiyor canım.


yazı arşivi     başa dön