UNUTKAN MARTI
Çakıltaşlarından öğrendim sabretmeyi
Yakamdaki karanfil her fırtınada soldu
Ne zaman terk edilsem sessizliği koyulttum
Ellerinde mumlarla gölgeler izimi sürdü
Hanginize inansam yalnızlık haklı çıktı
En korkunç renge boyadım o zaman dudaklarımı
Bir tabuta uzanır gibi saklandım yatağıma
Hırıltılar içinde hasta bir rüzgâr esti
Fazla uzun sürmedi bir çiçeğe sevindim
Sanki genç kızlar gelip bileklerimi ovdu
Ayağa bile kalktım tekrar devrileceksem de
Bir martı gülümseyişini yüzümde unutup gitti
01 03 2008 / gece