______  yersizyurtsuz  ekran dergi   ocak - şubat '2003  [ yedinci yayın dönemi ]   sayfa 14

  



 

 

 
[ tülay çellek ]
 
 
 
İNSANIN VE SANATIN DOĞUŞUNDAKİ ÖLÜMSÜZLÜK

Sanata bakmak, gelişimini incelemek tarih, ekonomi, felsefe ve siyasayı bilmekle , bu pencerelerden bütün olarak görmekle daha sağlıklı yapılır. 

Şurası bir gerçek ki doğaya üstünlük sağlama istemi sanata atılan ilk adımdır. Yaşamın gizi büyüyle başladı. Zaman içinde dine, bilime ve sanata dönüştü. Sanat doğadaki farklılığın, doğaya üstünlük kurmanın göstergesidir. İçinde barındırdığı görsellik, ezgisellik, dilsellik, devinimsellik toplu yaşamın kendisinden çıkan çeşitliliğin en güzel örneğidir. İnsan var olduğu sürece sanatta var olacak ve değerinden hiç yitirmeyecektir. Şekil, düşün, duyu, teknik ve felsefesi değişse bile...

Varolmanın başından beri yaşam ve ölüm iç içedir. Mağaradaki insanın vahşi yaşama karşı sürdürdüğü savaşa, çizimleri de katılmıştır duvarlarda. Eski Mısır da yaşamla ölüm arasında bir köprü oluşturulmak istenmiş dikilen piramitler ve gömüte yapılan resimlerle. İnançtan,
bunun getirdiği görüşten, felsefeden doğan resimler, yaşamın koşullarının değişimine göre zenginleşmiş, çeşitlenmiş, değişime uğramıştır. Ama özü insan yüreğine dayanmış, ölüme karşı direnişin en yüce uğraşısı olmuştur. Kendini anlatma biçimi, böbürlenme tarzı, alçakgönüllülük, iletişim aracı, güzellik göstergesi, felsefik tarz olagelmiştir sanat. Ama hep ben varımı bir şekilde göstererek. Asur da, Mısır da üst sıralardaki yerini alan sanat yapar-çizer, Yunanistan da ki demokraside eşitliğin içinde yer almıştır. Roma'nın yükseliş devrinde ayrıntıya da yer veren büstler, yontular söz konusuyken çöküşte değerini yitirebilmiştir sanatsal çalışmalar. Savaş neyi yok etmedi ki sanatı etkilemesin. Ancak ne olursa olsun Sayın Semih BALCIOĞLU'nun dediği gibi "kalemin namusu vardır." 

Orta Çağın tanrıya erişme isteminin göklere doğru uzantısını gösteren Gotik tarzdan sonra yapılanlar dünyanın, yaşamın yeni tadına, her alandaki yeniliklere yatay yayılmalarla kendini göstermiştir. Kendine değer vermeyi yeşillendirenler, yapıtlarının, yaptıklarının büyüklüğü ile çağlar aşarak günümüze gelmiş olan Leonardo, Michelangelo vb. bahsetmemek olanaksızdır. Tabii üretim biçimi ve paylaşım hep etkinliğini sürdürecektir. Aslında hiçbir şey diğerinden kopuk gelişmeyecektir. Yaşanan devrimler, örneğin Fransız devrimi gibi sanatı da etkilemiştir. Ama bu arada sanayiinin gelişimi de bir o kadar etken olabildi sanat üzerinde. Sanayileşme gün geçtikçe yabancılaşmayı ve tüketimi , tüketimde tanıtımı beraberinde getirdi. O da koca bir alan doğurdu Endüstri Tasarımı, Tekstil, Grafik Tasarım vs. gibi..
başa dön