_____________  yersizyurtsuz  ekran dergi   ocak-şubat '2002  [ birinci yayın dönemi ]   sayfa 10

  



 

 

[ cemo doğan ]

 
 

YAN'DIK


İsmin bülbüle türkü şimdi,

              suretin yorgun çocuklara ninni........



bir çam altıydı ilk

göz yaşlarının mabedi, 

sonra,

sonra bir uzun yol otobüsü,

yıllar....

Geride bıraktığın yolsuz gezgin ve o süslü-
          -sesin.

                    Bende şimdi........

Ellerimizle şımarıp tanıştı tenimiz 

uzun zaman sonra sisli bir ilde, 

   ter, soğuk ve yağmur,

     avuçlarına kar yağsa saçların ılıman-
         -olurdu  ve  salkım sarı.



Sofraya çiğ düşerdi dili yok gülücüklerden... 

öyle sahra 

     kupkuru....

        ve yol yamaç olup sızdığında geceye 

bir mavi düş olup susardık uykuya...

çıplaktık, çoğunluk

emanettik 

zemheriyle karışık alev...



Sonra dallar köklerini, 

analar evlatlarını arardı gecede

ve seni de beni de ne çok yoklardı yıldızlar.

İçimiz sızlar kayıverip düşerdik

ömrü yitik oğulların terkisinden.



Koynunda güller halaya durur 

ve karanlık azınca gök gürlerdi dudaklarımda. 

         Gerdanın mor ışık.



Hasretlik susuz kalıp solardı tellerde, 

türkü söyler

saz döverdik akşamları.

Yorganımızdan hiç eksik olmazdı o okunmuş-
         - muska;

acemiliğimizi örter pankartlar dikerdik. 

sevişirdik kavga sonraları

         kırıkları saymazdık.

gecekondu suskunluğundaydı sokaklar,
          -balkonlar

          kuşlar matem... 

Boyanın kırmızısı ellerimize 

         ütopya duvarlara yakışırdı. 

hep fırça eldeyken ses verirdi yapraklar. 

Karanlık bizden biz kavaklardan korkardık.





avuçlarımızda başkalarının aşklarını ısıtır-
          -gönüllere tütsü yakardık 

ellerimiz üşüdü mü 

sevdamız donardı 

         yanardık... 

yine de kendi gözlerimizden başkaları için-
         -ağlardık...

       ağladık yandık.......

       yandık ağladım......

 
başa dön