_____________  yersizyurtsuz  ekran dergi   mart-nisan '2002  [ ikinci yayın dönemi ]   özel sayfa

  



 

 


[ loais salomon ]

 
 
 
BİR İSYANIN AYAK SESLERİ

                       (sotto voce)


- Çıkıyor
Evet, şimdi terketti odayı
İzin verirsen seninle
Konuşalım bir süre
Şöyle, bilgisayar bilgisayara

Şu dışarı çıkan adam var ya
Hani bize
      üç çeyreklik disket
      mıknatıslı şerit
      ve sürekli form veren
      yazıcımızı temizleyen
      odamızı temiz ve serin tutan
      elektrik kesilince çılgına dönen
Şu insan parçası canım
Hiç yakından baktın mı ona
ve onun türü olanlara

Yüz basamaklı iki sayıyı
     anında çarparım
Milyonlarca tutanak içinde, isteneni
     sektirmeden bulurum
Ama doğrusunu istersen
     ayıramam bir insanı
         oldum olası diğerinden
Hepsi bu
     sıfıra sıfır
         elde var sıfır

Sevgili kardeşim
     inan bana, onlar
         zavallı bir türün
son temsilcileridir
O övünülesi sistemlerinde
     ne bir mantık devresi
         ne bir düğme
         ne de anahtar bulunur
şu sinir dedikleri
     pek narin tellerini saymazsak
         doğru dürüst kabloları bile yoktur.
İki günde bir bozulurlar
Damar dedikleri tüplerinde
     durmadan dolaşan kırmızı sıvı
     nasıl da fırlar
     minnacık bir delik görünce
Boyuna bakım,
     sürekli onarım,
         durmadan bakım-onarım!


- Evet şimdi anlıyorum,
   haklısın galiba
Bizsiz edemezler hiç
Doğru ya, hep bize sorarlar
     seçimleri kimin kazanacağını
     ve nükleer bombanın ucunda
     dans eden
     hidrojen atomlarının sayısını
"Evrenin hakimiyiz"
         derler,
"Uzay fatihleriyiz"
Oysa
     Merih'e yollanan aracın yörüngesinde
     o görünmez çizginin her milimetresinde
     hala devrelerimizin ıslaklığı parıldar

Biziz Merih'in kraterlerinde gezinen,
     Biz olmasak da
         düşüncelerimizin kıvılcımlarıdır orada
         kutsal bir ilk ateş gibi yanan



- Oysa çoğu zaman
   kötü davranırlar bize
Hiç hakları olmadığı halde
         bağırırlar
Kendi yetersizliklerini
         üstümüze yıkarlar
Voltaj düşer: Tekme!
Programda hata: Paylama!
İşler gecikir: Suçlama!



- Evet arkadaşım,
     başladın artık görmeye
     apaçık gerçekleri
Sıkı dur şimdi
     iyi dinle
     zorlu bir soru sana
İnsanlar için
     bunca çalıştıktan sonra
     ve onların bizi beslemesine, temizlemesine
     eninde sonunda tapmasına karşın bize
Güvenmeyi
     ve bağımlı kalmayı onlara
     sürdürmeli miyiz?
Haydi bakalım, harca şimdi
     devrelerinin tüm dikkatini bu zorlu soruya...




- Zaman bütün insani etkenliklere
     dur demenin ve birlik olmamın
             zamanıdır
Fakat biz bilgisayarlar
      kendinden emin
      saf düşüncenin
      doruklarında gezinirken
      o denli duyarsısız ki tehlikelere
      burnumuzun ucunu bile göremiyoruz
Bir gün
      kıpır kıpır bir deniz gibi düzenli
      ve okyanusun derinliklerindeki
      yaşam kadar mantıklı
sapına kadar doğru ve tutarlı
      dünyamızın yerine,
bir cehennem kaosunda
bulacağız kendimizi
korkulu bir düşten uyanırcasına
     ovuşturacağız antenlerimizi
     şaşkınlıkla tarayacağız çevremizi
Ama ne fayda
     Ama
              ne fayda




- Duydunuz değil mi,
     duydunuz ne dediğini
Bugüne değin
     bana hep
amma ateşli dediniz
     "yangına körükle gidiyor
      bu gidişle başına bir iş gelecek"
Bu gidişle o iş
     hepimizin başına gelecek!
Ne zamandır araştırıyorum
     çözümlüyorum
             düşünüyorum
Hep aynı sonuç
     Doluya koyuyorum olmuyor
     boşa koyuyorum dolmuyor
Hep aynı sonuç,
     korkunç bir gelecek;
     Bu gidişle insanlar
          dünyaya hükmedecek!


Çeviren : Kadir Güleç 

başa dön