- T.C
HOZAT KAYMAKAMLIĞI
İlçe Halk Kütüphanesi Müdürlüğü
VOLTAIRE
HOZAT HALK KÜTÜPHANESİ
Demirbaş No:5011
Tasnif No:843.5 VOL
KANDİD
YA DA İYİMSERLİK ÜSTÜNE
Göç etmişti
besbelli. Hem de apar topar.
***
Göğsünün üstüne
oturanı kaldırmaya çalışıyordu uyandığında. Kimse yoktu. Rüya
mıydı, karabasan mıydı? Hâlâ zor nefes alıyordu.Öksürük tuttu;
boğulurcasına. Perdenin örtemediği yerde bir aydınlık dalgalanıyordu.
Bulanık bir aydınlık. Kalktı yer döşeğinden, bildik adımlarla
duvarı, el yordamıyla da elektriğin düğmesini buldu, dokundu;
ışık yandı ama oda aydınlanmadı. Bulanık aydınlığa doğru yürüdü,
pencereyi buldu ve açtı; tüm köy alevler içindeydi..
***
Evdekileri uyandırdı
önce. Anası babası yoktu evde, Hozat’ a gelin ettikleri kızlarındaydılar.
Abisi, iki karısıyla çocukların derdindeydi. Çocukların yedisi de
bulunup kapı önüne çıkarıldıktan sonra, ‘canın yongası’ nın
derdine düşüldü. Abisi, eline ne geçerse camdan dışarı sıpıtıp
atıyordu. O da attı; yatağının yanıbaşındaki Kandid’i, bir de
sazını…
***
Büyük yengesi, ağzındaki
sakızı çıkartıp, başındaki boncuk oyalı tülbentin üstüne yapıştırdı.
Tülbentin sarkan ucuyla da, bebesinin emdiği göğsünü örttü. Elazığ’a
indiklerinde, kardeşlerinin evine misafir olduklarında, neler olacağını
düşünüyordu kara kara. Kolundaki iki tane Adana burmasını çıkardı
alelacele ve bebenin emmediği göğsüne soktu.
***
Anne, baba ve büyük
gelin Elazığ’ da kalmaya karar verdi. Anne koynunda gizlediği çıkını
kocasına verdi, bir ev alsın diye. Büyük gelin de, koynunda sakladığı
iki Adana burmasını kocasına verdi, Antalya’ da bir çay ocağı açsın
diye. Küçük oğul’a kimse bir şey vermedi. Onun Kandid’ i ve sazı
vardı zaten….
***
Sahafa sattığında
ise, ‘bahçesini yetiştirmişti’ çoktan.